Ama Lila’nın karşısına başka bir zorluk çıktı. Mağaranın kapısında, devasa bir taş koruyucu duruyordu. Taş dev, mağaraya kimseyi sokmamakla görevliydi. Lila, devasa yaratığın önünde durdu ve "Lütfen, ormanımı kurtarmak için o sihir taşına ihtiyacım var. Sana zarar vermek istemiyorum. Sadece yardım etmek istiyorum," dedi.
Taş dev, koca bir gürültüyle homurdandı. "Birçok kişi bu taşı almak istedi, ama hiçbiri gerçek niyetini açıklamadı. Senin farklı olduğunu görüyorum. Kalbindeki iyiliği hissediyorum. Taşı alabilirsin, ama taşı doğru kullanacağına söz ver."
Lila gözlerinde kararlılıkla, "Söz veriyorum! Bu taşı sadece ormanı ve canlıları kurtarmak için kullanacağım," dedi.
Taş dev, yana çekildi ve mağaranın içindeki sihirli taşı Lila’ya verdi. Taşın ışığı öylesine parlaktı ki, Lila’nın kanatlarını adeta bir gökkuşağı gibi renklendirdi. Lila taşı alır almaz, ormanın yeniden canlandığını hissetti. Şimdi tek yapması gereken, bu taşı ormana götürmekti.
|