Yorucu bir yolculuktan sonra Lila, ormana geri döndü. Pınarın başına ulaştığında taşı suya bıraktı. O an bir mucize gerçekleşti! Pınar yeniden akmaya başladı, ağaçlar yeşerdi, çiçekler açtı ve tüm orman yeniden canlandı. Periler, sihirli yaratıklar ve ağaçlar hep birlikte Lila’yı alkışladılar. Onun cesareti ve iyilik dolu kalbi sayesinde orman kurtulmuştu.
Yaşlı Meşe, Lila’ya gülümseyerek, "Başardın, Lila. Senin cesaretin ve kalbindeki iyilik, ormanı kurtardı. Unutma, en büyük güç iyilikten gelir," dedi.
Lila, mutlu bir şekilde arkadaşlarına sarıldı. O andan itibaren, ormanın tüm sakinleri Lila’nın iyiliği ve cesareti hakkında hikayeler anlatmaya başladı. Periler, her gün biraz daha büyüdü ve güçlendi, çünkü artık biliyorlardı ki gerçek sihir, sevgi ve iyilikten geliyordu.
Ve böylece, Lila’nın hikayesi nesilden nesile aktarıldı. Orman, bir daha asla karanlığa bürünmedi. Çünkü herkes, kalplerinde taşıdıkları iyilikle dünyayı güzelleştirebileceğini öğrenmişti.
Son.
|